Bloğumda yaptığım seyahatleri, gezdiğim yerleri ve deneyimlerimi modern bir seyahatname biçimde yazıp paylaşmaya karar verdim ve bu gezi yazılarının ilki İzmir’in güzel yerlerinden Ödemiş’in Birgi Köyü olacak. İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı bu güzel kasaba baştan ayağa adeta tarih kokuyor. Özellikle benim gibi antik evleri, tarihi camileri, konakları seviyorsanız mutlaka gitmeniz ve gezmeniz gereken yerlerden birisi bu güzel köy. İzmir de üniversite yıllarımda 3-4 kez bu güzel köyü ziyaret etmiş ve her gidişimde ayrı keyif almıştım. Peki Birgi köyüne nasıl gidilir ? Aşağıda yer alan haritadan faydalanarak kolaylıkla köyü bulabilirsiniz.
Gelelim bu güzel kasabanın tarihi hikâyesine Birgi’de yer alan bir bilgilendirme tabelasında Birgi’nin kısa tarihi aynen şu şekilde idi sevgili dostlar:
Birgi M.Ö 3000 yıllarına dayanan bir tarihe sahiptir. Bölge zamanla Frig, Lidya, Pers, Bergama, Roma Krallığı ve Bizans dönemlerini yaşamıştır. Bölgeye ilk Türk akınları XI. yüzyılda Selçuklular tarafından gerçekleştirilmiştir. Selçukluların dağılışından sonra ortaya çıkan beylikler döneminde Menteşeoğlu Sasa Bey tarafından Türk hakimiyetine giren Birgi 1307 yılında Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından Aydınoğulları Beyliği’nin başkenti haline getirilmiştir. 1426 yılında ise Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Gördüğünüz gibi pek kültüre ev sahipliği yapmış küçük ama bir o kadar güzel bir kent Birgi. Birgi’ye Ödemiş üzerinden geldikten sonra insan kendisini tarihi bir filmin setindeymiş gibi hissediyor aslına bakarsanız. Romanlarda tasvir edilen tarihi mekânların benzerlerine Birgi’de rastlamanız mümkün. Sokaklar, yollar, binalar, camiler her şeyi ile tarih Birgi. Unesco tarafından Dünya Mirası Geçici listesine eklenmesi de boşuna olmasa gerek.
Birgi de Gezilecek Yerler Neler ?
Birgi zaten çok büyük bir yer olmadığından gezeceğiniz hemen her yere yürüyerek ulaşmanız mümkün. Yürümeyip her yere araba ile gidenlerden olmayın lütfen ve yürüyüş yaparak hem tarihi hem de coğrafi güzellikleri gözleriniz ile görün. Birgi’nin ortasından büyükçe bir dere geçiyor ve bu dere yağan karın erimesi ile dolarak oldukça güzel görüntüler oluşturuyor. Bizim gittiğimiz mevsimde henüz çağlamıyordu maalesef. Şehrin içine girdiğinizde zaten köylü teyzeler, köylü esnaf ile hemen göz göze geliyorsunuz. Sizi hiç rahatsız etmiyorlar. Bazıları kendi yaptıkları ürünlerden satın almamız için teklif ettiler, teşekkürümüz sonrası ısrar etmediler. Kendi yaptıkları peynir, yemiş, turşu, reçel, sabun, elişleri v.b şeyleri hem yürürken hemde köy meydanın kurulan tezgahlarda bulup satın alabilirsiniz. Değişik şeyler tatmayı seven bir arkadaşımız (Müho) çeşitli yemişler almış ve bayıla bayıla yemişti.
Buraya daha evvelde ifade ettiğim gibi 3-4 sefer geldim ve her seferinde mutlu ayrıldım. Yazıları oluştururken hem okuması kolay olsun hem de öyle insanları sıkmasın diye gezilecek yerleri uzun uzadıya anlatmayı düşünmüyorum. Bu bir nevi filmi izlememiş birine spoiler vermemek gibi bir şey aslına bakarsanız. Birgi’de arkadaşlarım ile gezdiğimiz yerlerden söz etmem gerekirse; Çakırağa Konağı mutlaka gittiğinizde görmeniz gereken bir yer. Gerçekten döneminin ihtişamını yansıtan ve o dönemdeki insanların nasıl bir yaşama sahip olduğunu bizlere gösteren bir mimari. Çakırağa Konağı’na giriş ücretli (5 TL) MüzeKart ile ücretsiz girebilir, İş Bankası Maximum kartınızla da ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Konak elden geçirilmiş ve restore edilmiş olmasına karşın bazı yerleri insanı ürkütüyor. Özellikle konağın odalarında minyatürümsü duvar resimleri gerçekten muazzam güzellikte şeyler.
Yine Çakırağa Konağı dışında kasabada pek çok tarihi yapı mevcut. Özellikle büyük kahvenin bulunduğu köy merkezine geldiğinizde eski zamanlardan kalma evler, konaklara rastlamanız mümkün. Bunların birkaçını köylüler butik otele çevirmiş ve burada köye gelen misafirlere hizmet veriliyor. Yine Aydınoğlulları döneminde inşa edilen 14. yüzyıldan kalma Aydınoğlu Mehmet Bey Camii köydeki en güzel yapılardan birisi. Bu tarihi cami hem dışardan hem içerden çok güzel gözüküyor ve ibadete açık. Köy halkı burada ibadetlerini yerine getiriyor. Görmeden gelmeyin derim. Kasabanın merkezindeki Sultan Şah Türbesi ve Umur Bey’in heykeli de görülesi yerlerden. (Zaten görmemeniz imkansız) İmam-ı Birgivi‘nin bir türbesi de kasabada yer alıyor ve bir hayli popüler. Bunun dışında küçük çaplı hamamlar, diğer ululara ait türbeler, medreseler ve diğer yapıları mutlaka gitmişken ziyaret etmelisiniz. Bunları tek tek yazıp açıklamayı düşünmediğimi ve okuyucuyu ve buraya seyahat etmeyi düşünenleri biraz da meraklandırmak istediğimi ifade etmiştim. Gelin şimdi Birgi’de ne yiyip ne içilir ona bir bakalım.
Birgi de Ne Yenir Ne İçilir ?
Açıkçası yola çıktığımızda bizde bu konudan emin değildik. İnternetten biraz araştırma yaparak yola çıkmıştık. Birgi de iki farklı mekanda bu güne dek yemek yedim. Bunların ilki Nar Danesi isimli küçük güzel konakta yediğimiz yemek diğeri ise daha büyükçe bir konak olan Çınaraltı Pansiyon’un da gürül gürül yanan sobanın yanı başında yaptığımız enfes kahvaltı idi. Fiyatlar son derece makul. Şehir merkezinde dandik kafelerde yediğiniz kıytırık kahvaltılardan daha ucuz olduğunu söyleyebilirim. Yemek yediğim her iki mekânın da linklerini aşağıda paylaşacağım. Gelmeden evvel mutlaka arayıp sorun. Çünkü bazen açık olmayabiliyor bu mekânlar.
Nar Danesi Birgi: http://www.birginardanesi.com
Çınaraltı Pansiyon Birgi: http://www.birgicinaralti.com
Benim için hem Birgi seyahatlerim hem de bloğumdaki ilk gezi yazısını yazmak oldukça güzel bir deneyim oldu Umarım bu yazı Birgi’yi ziyaret etmeyi düşünen insanlar için faydalı olur. Eğer Ege de İzmir’e yakın bir yerde yaşıyorsanız yahut bir gün yolunuz İzmir’e düşerse Birgi kasabasına mutlaka ama mutlaka uğrayın. Bu güzel mekân -televizyon izleyicileri ve dizi takipçileri için küçük bir hatırlatma- Tatar Ramazan ve Yeşil Deniz gibi dizilere ev sahipliği de yapmış. Kısacası hem insanları, hem mekânları hem de erenleri ile Birgi hemen herkesin damağında tat bırakan küçük, güzel ve Cittaslow olarak adlandırabileceğimiz bir kasaba. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere özgür ve şen kalın.