Kazdağları’nda kamp ve kamping alanları, Kazdağları Milli Parkı’nda doğa yürüyüşü, Hasanboğuldu Şelalesi’ni ziyaret etmeyi ve gezmeyi planlayanlar için kendi deneyimlerimden yola çıkarak bir yazı yazmak istedim. Geçtiğimiz haftsonu 30 Ağustos Zafer Bayramı resmi tatilinin cuma gününe denk gelmesi sebebiyle arkadaşımla İzmir çıkışlı bir Kazdağları gezisi için plan yaptık. İzmir-Kazdağları arası yaklaşık olarak 300 km kadar sürüyor. Tabi böylesi kısa olmayan bir güzergah için önceden plan yapmanız çok önemli. Biz de kamp yapacağımız yeri önceden planladığımız ve erken yola çıktığımız için güzel bir kamp alanında konaklama imkanımız oldu.
Antik çağdan bize ulaşan eserlerden anladığımız kadarıyla İda, çoktanrılı dinler döneminde kutsal bir dağdır. Bu çağlardaki inanışa göre baştanrı Zeus, Girit’te bulunan bir İda dağında anatanrıça Kybele ile kainatın efendisi Kronos’un birleşmesinden doğar. Adı İda olan bir kral kızı Zeus’a sütannelik eder. Bundan sonra Zeus’u İda/Kazdağı’nda görürüz. Burada kızkardeşi Here ile evlenir ve söylencelere konu olan ünlü Troia Savaşı’nı İda’nın doruklarından yönlendiririr.
İzmir den başladığımız Kaz Dağları maceramızın ilk aşaması biraz trafikli geçti. Özellikle Aliağa-Menemen yolu otobanın açılmamış olması sebebiyle epey trafikli buraya dikkat etmenizde fayda var. Yolda bol bol duraklayıp yemeke yiyebileceğiniz, tuvalet ihtiyacınızı gidebileceğiniz mekan mevcut. Bu mekanların çoğu karadut şerbeti satıyor. Biz de denemek için yarım litre sulandırılmış olarak aldık. Tadı güzeldi fakat bana aşırı şekerli geldi bir daha tercih eder miyim sanmam. Konaklamayı planladığımız yer Akeleos Kamping oldu. Kaz Dağları’nda free kamp atacak yerlerde var fakat bölge hayvanların doğal barınma alanı olduğu için etrafta ayılar, çeşitli yabani hayvanlar olabiliyor bu yüzden kamp düşünenlere tavsiyem korunaklı bir yeri tercih etmeleri olacak biz de bu sebebten ötürü kampingi tercih ettik. Akeleos Kamping ile ilgili tatil sırasında aldığım notlar şunlar olmuş:
- Kazdağlarında kamp yapmayı planladığımız kamping olan akeleos kampinge gece geç saatte geldik kamp alanı eskiden epey büyükmüş fakat daha sonra yan taraftaki arazi satılınca tel örgü ile çevrilmiş şu an atıl durumda. Kampın konaklama ücreti gecelik 50 TL bizim gibi öğretmenseniz 40 TL. Kamp alanı küçük ve kalabalıktı ama sessiz nezih bir ortam var kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Derenin hemen kenarına çadırlarımızı kurduk. Gökyüzü yıldızlarla doluydu. Fakat alan dar olduğundan çadırlarımızı dip dibe kurmak zorunda kaldık. Duş tuvalet elektrik ve su imkanınız var. Kampın bünyesinde yer alan kanoyu kullanarak derede gezebilirsiniz ayrıca suda yüzülebilir. Kullanmak için ortak alanlar yiyecek içecek satın alabileceğiniz yer var. Burada kesinlikle telefon çekmiyor haberiniz olsun.
- Gece 12 ye kadar Işıklar açık sonra kapatıyorlar. Araçlar için otopark mevcut fakat epey kalabalık. Bütün gece su sesiyle uyuyacağınızı unutmayın. Doğayla içiçe ve su sesiyle uyumayı seviyorsanız tercih edin ama yok sessiz olacak yoksa ben yapamam ayy derseniz burayı unutun.
- Kampinge ulaşım sırasında kullanılan yol epey kötü dağ yolundan hallice çok dikkatli kullanmanız gerekiyor her yerde tabela olduğu için gideceğiniz kampinge sizi yönlendiriyor ve sorun yaşamıyorsunuz
- Manzarası çok güzel su kenarı olmasına rağmen sanırım rüzgar ve hava sıcaklığının düşük olmasından dolayı sinek ve börtü böcek yok o açıdan çok rahat. Su sesi meditasyon etkisi yapıyor ve yüzmek isteyenler için buz gibi bir su var.
- Biz gece geldik yer bulabildik ama sabah uyandığımda her yer tıklım tıklımdı tatil günleri kalabalık bir yer o yüzden erken gelmenizde fayda var.
- Kalabalık günlerde tuvalet sırası vs bekliyorsunuz. Ortak mutfak ve buzdolabı vs var kendi yemeğinizi pişirebiliyorsunuz. Ayrıca hazır mangallar var kendi kömürünüzü getirip etinizi pişirebilirsiniz. Yan tarafı başka birisi satın almış ve vegan kamping yapacakmış. Akşamları güzel oluyor.
- Suda yüzdük su epey güzel ve temiz çünkü akışkan ama donduğunuzu hissediyorsunuz. Hamak kurduk kitap okuduk çok keyifliydi. Fahreniet 451 e burada başladım ve çok etkileyici bir kitaptı
- Gece 3 e kadar oturduk gökyüzü yıldızlarla kaplıydı ve su sesi muhteşemdi muhabbet koyuydu. Hava geceleri bu mevsimde serin oluyor yanınızda mutlaka polar bulundurun benim polarım ve 5 derecelik uyku tulumum vardı. Ayrıca buraya gelecekseniz mutlaka katlanır sandalye getirin zira oturması epey keyifli oluyor özellikle suya karşı.
- İşletme ve sahibi bana biraz ilgisiz geldi. Tamam temizlik vs yapılıyor ama içeri girdiğinizde ne güleryüz ne bir şey var. Ben arkadaşımın tavsiyesi üzerine geldim fakat sırf bu somurtkan işletmeci tavırları yüzünden bir dahaki gelişimde başka bir kampingi deneyeceğim. Yanındaki arsayı satın alan ve bizim oraya hamak kurmamıza izin veren çiftin kuracağı vegan kamp seneye açılacakmış en azından onu denerim.
Kampingde iki gece konakladıktan sonra Kazdağları Milli Parkı ve Hasanboğuldu Şelalesi’ne gitmek üzere yola koyulduk. Yine mecburen eciş bücüş yolları kullanarak gitmek zorunda kaldık. Milli Park özel bir firma tarafından işletiliyor ve giriş yaya olarak 7 TL araç başı ise 21 TL. Milli Park oldukça güzel ve doğal bir alan fakat tabi işletme zihniyeti burada da devreye giriyor. Girişte mangal yakılan alanların olması saçmalığın daniskası ve bence kesinlikle yasaklanmalı. Tuvalet ve yiyecek içecek satılan yerler var bu konuda sorun yaşamıyorsunuz fakat dediğim gibi böyle güzel bir doğada böyle saçma şekilde mangal yakılması garip. Hasanboğuldu Şelalesi ve hazin hikayesini hemen herkes bilir bilmeyenler de buraya gitmeden evvel mutlaka okusunlar. İşte o garip Hasan’ın sevdası uğruna boğulduğu yer tam olarak ziyaret ettiğimiz yerdi ve gerçekten suyu o kadar soğuk ki insanın ilikleri donuyor. Kazdağları ve Hasanboğuldu şelalesi inanılmaz güzel yerler. Muhteşem bir doğa ve bakir araziler böyle güzel bir doğada altın aramak için ağaç katledilmesi beni üzdü. Biz arkadaşımla girilmesi yasak olan kısımlara gidip insan olmayan, doğanın en güzel yerlerini keşfettik. Derelerden geçtik bol bol fotoğraf çekildik muhteşem bir deneyimdi. Yukarıda da ifade ettiğim gibi su buz gibi resmen ilikleriniz donuyor her yerden kaynak suları fışkırıyor oksijen bol katarsis yaşamak için muhteşem bir doğa. Bizim gittiğimiz dönem tatile denk geldiği için kalabalıktı fakat biz daha az insanın olduğu yerlerde rahatça suya girme fırsatı elde ettik çok güzel manzaralar vardı. Oksijen ve doğallık kusursuzdu.
- Ne okudum ?
Kazdağları’na kamp yapmaya giderken yanımda her zaman yaptığım gibi bir kitap götürmeye karar verdim ve uzun zaman sonra bir kitap beni bu denli sardı diyeceğim bir kitap okudum. Ray Bradbury’ın 1953 tarihinde basılan distopik romanı Fahrenheit 451. Hem politik düzen, insanlık eleştirisi hem de yarattığı ilgi çekici distopik dünya ile roman son derece akıcı ve keyifliydi tabi bunda çevirinin de yalın ve başarılı olmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. Kitabı doğa içerisinde hamakta keyif yaparken izlemiş olmak ayrı bir zevkti. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Bu güzel deneyimi elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Oraya gidecekler ya da gitmeyi düşünenlere faydası olacaktır. Merak ettikleriniz olursa sorabilir şunu da yapsaydın dediğiniz şeyleri benimle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle.